sıcak

sıcak
-ğı
s.
1. 热的, 暖的, 烫的: \sıcak alın (或 hava dalgası) 热锋面气旋 \sıcak dövme 热锻造 \sıcak hava kitlesi 热气流, 热气团 \sıcak havalı ısıtma 气暖 \sıcak iklim 热带气候 \sıcak kat 地́ 高温层 \sıcak kuşak 地́ 热带 \sıcak laboratuvarı 高温实验室 \sıcak renk 暖色 \sıcak sektör 高温地带 \sıcak su döşemi 热水装置 \sıcak su kazanı 热水炉 \sıcak sular 温泉 \sıcak sulu ısıtma 水暖 \sıcak tedavisi 医́ 热疗法 \sıcak yalıtkanı 隔热层, 隔热物
2. 温暖的, 暖和的, 温热的: \sıcak bir yuva 温暖的家庭; 舒适的住所 \sıcak hava 暖和的天气 \sıcak oda 暖和的房间
3. 转́ 亲热的, 亲切的, 热诚的: \sıcak bir karşılama 热诚欢迎 \sıcak istek 热烈的愿望 \sıcak ses 热切的语调 \sıcak yüzlü 热切的, 和蔼可亲的, 殷勤的, 客气的 daha \sıcak gelmek 显得更加和蔼可亲 Ayşe sıcak bir insan, onu çok seviyoruz. 阿伊赛是一个热心肠, 我们都很喜欢她。
is.
1. 热; 高温, 炎热: sarı \sıcak 炎热 yaz \sıcakı 暑热 Sıcaklar fena bastırdı. 天气变得极其炎热。Sıcakta yürümeye can kalmadı. 天气炎热, 他没有力气走路了。
2. 暖和的地方; 炎热的地方
3. 浴池, 澡堂
◇ \sıcaka gitmek 去洗澡 \sıcakı \sıcakına 趁热打铁, 不失时机地: Mademki karar alındı sıcağı sıcağına harekete geçelim. 既然已经决定了, 那我们就开始干吧!

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • sıcak — sf., ğı 1) Yakmayacak derecede ısısı olan, yakmayacak kadar ısı veren, soğuk karşıtı Yorganın altında sıcak göz yaşları dökerek gecelerce beklemişti. O. Kemal 2) Isısı yüksek olan, çok ısınmış Kız kardeşim ikindiüzeri bana sıcak, limonlu bir… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak bastırmak — sıcak basmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak olmak — sıcak artmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak sıcak — zf. Sıcak olarak Böyle günlerde bir iki somun ekmek getirtir, bunları sıcak sıcak büyük parçalara doğrayarak onlara atardı. A. Ş. Hisar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak çekme — is. Demir çelik fabrikaları, izabe tesisleri vb. iş yerlerinde kütük demirlerini sıcak olarak tavlama derecesinde biçimlendirme ve haddeleme …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak harp — is., bi Sıcak savaş …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak savaş — is., ask. Silaha başvurularak yapılan savaş, sıcak harp …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak bakmak — anlayışla karşılamak, olumlu değerlendirmek, ilgi duymak Onlardan genelleme yaparak bütün kol emekçilerine sıcak bakma eğilimini edindim. R. Erduran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıçak — büyük abdestini çok yapan …   Beypazari ağzindan sözcükler

  • sıcak dalgası — is., coğ. Atmosferde sıcaklığın yoğun olarak oluşması ve bir bölgeyi etkisi altına alması …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıcak kuşak — is., ğı, coğ. Oğlak ve Yengeç dönenceleri arasında kalan geniş bölge, ısı kuşak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”